Sevgili Aytül AKAL,
İnsanların mevki, makam, maddiyat ve şöhrete göre değiştiğine inanırdım. Hele bu kişi ülke çapında tanınan ve çocukların rüyasını büyüleyen ve bir dua gibi kitaplarını başucu eseri yapan bir şairse- yazarsa, halkın, haklının ve insanların sevgilisi olmuşsa hayata daha farklı bakıyordur gibi gelirdi bana. Ama o gün ta gelişinizle sabah erken kalkıp klasik devlet memuru edası ile görevinize titizliğiniz beni çok şaşırttı. İnanın şaşırmaya da devam ediyorum. Gelişiniz, okuldan ayrılışınız ve ondan sonra yaptıklarınız sadece çocukların değil benim ve diğer öğretmenleri o kadar etkiledi ki “Bizler dahi tüm kitaplarınızı okuduk” ve yenileri takip eder duruma geldik. O öğrencilere, yazdıklarına teker teker yanıt vermeniz, onları keşfetmeniz, onların da kendilerini keşfetmelerini sağlamanız inanılmaz bir olay. Hatta öyle ki 4 yıldır burada idareci olmama rağmen bazı öğrencilerimin yeteneklerini itiraf ediyorum sayenizde öğreniyorum. Sayın Valimizin okullara mecburi hergün 20 dak. okuma saatleri bizler de dahil hepimizi sıkıyordu. Ama şimdi okuma saatlerinde çocukların “OLEY” çığlıklarını duyuyorum.
Merak ettiğim diğer husus kitap okumayı, yazmayı ve edebiyatı severim. İmkanlar ölçüsünde yazın dünyasını izlemeye çalışırım. Ama hayata bu kadar sevgi dolu, pozitif enerji ile bakan, Yıldız Tilbe’nin dediği gibi “Sevdikçe sevesi gelir insanın” siz de yazdıkça yazası gelen yazdıkça adrenali yükselip tatmin olan birisiniz galiba. Ama neden bu bizlerde olmuyor? anlayamıyorum.
Hayatı, insanları, çocukları o kadar seviyorsunuz ki bu yazdıklarınızın her cümlesinde, her paragrafında görülüyor. Gerçekten abartısız muhteşem bir duygudur bu. Keşke bu duygu tüm insanlara yayılsa…
Silahın, terörizmin, kapkaçın ve tüm olumsuzlukların kol gezdiği ülkemizde, hatta dünyada insanların kalpleri için aspirin almak yerine Aytül Akal’ın eserlerini okumasını her yaşta herkes için öneriyorum artık. Temiz ve huzur dolu bir dünya için yazmaya devam edin demeyeceğim çünkü siz artık kalem ehli olmuşsunuz, istemeseniz bile o güzel kalem bizler ve insanlık adına yazacaktır kutsal bir dua gibi satırları.
Sizleri ne olursa olsun tekrar okulumuzda görmek hepimiz için enerji içeceği gibi gelecektir. Şu an 22 Temmuz sıcağında olsa buz gibi içecek iyi de giderdi. O kadar işinizin arasında tüm çocuklara zaman ayırmanız tek tek tüm soruları yanıtlamanız inanılır gibi değil. Biz günde 2-3 tane işimizi dahi bazen erteliyoruz. Bu konuda zaman kullanma kılavuzunuzu görmek isterdim.
Şunu da belirteyim sadece bana cevap yazın diye bu mektubu yazmıyorum. Bu mektubu yaptığınız onca güzel şeylere geçte olsa tüm kalbimle TEŞEKKÜRLER Aytül Akal! demek için yazıyorum. Yaptığınız her şey için gerçekten teşekkürler!
Yaz sıcağında çalışmak, tatil yapan şöhretlerin magazin dedikodularını izlemek zor. 10-25 Ağustos arası ne olursu olsun kendime izin vereceğim.
Selamlar!...
Yener Keskin
Adp./Kemaliye İ.Ö.O. Md.
“Taze fındık severseniz
çıktı. ALO! deyin göndereyim”